20051023

v0

Sana dair mısralar geçiyor aklımdan, ihtimaller ülkesinde iki-sıfır gelen bir masaldı bizimkisi, mısraları unutuyorum, sen salonun köşesinde biryerden bana bakıyorsun, gözlerimi kaçırıyorum, kaçıyorum, kaçamıyorum.

Sonra uykum geliyor, harika yalanlar söylüyorum kendime, inanıyorum, inanmıyorsun, sabah oluyor, aynı şarkıyı dinliyorum, yabancı sözlerin arasında çıkageliyorsun, ingilizcesi üç gelmiş ve velisine daha fazla çalışması söylenmiş çocuklar gibi aklımı karıştırıyorsun, kalabalığa karışıyorum, yokum.

Deniz kenarı bi yokluk bizimkisi, martılar gülüyor halimize, gülümsüyorsun, çay içiyoruz, takım elbise giymiş adamların ciddiyeti ile hesabı istiyorum, kredi kartı geçmiyormuş bazı borçları öderken, çantandan küçük bir ayna çıkartıp saçlarına bakıyorsun, öyle güzeller ki, bense aynalardan korkuyorum, simitlerin susamlarını bahşiş bırakıyoruz, peşimi bırakmıyorsun.

sinemaya gidiyoruz, kahramanlar ne kadar mutlu, genç kızın sevgilisi çiçek almış, ben hiç çiçek almadım sana oysa, pişman oluyorum, papatyanın koparılan beyazlıklarında seviyor sevmiyor parabolünde çok seviyor çıkıyorduk neyse ki, şimdi sessizlik olmuş ülkelerin haritalarda bulunamayan başkentlerinde birbirimizi özlüyorduk, genç kız yürümeye başlıyor boş bir sokakta, genç kızın sevgilisi peşinden gidiyor yavaş adımlarla, film bitiyor, bitiyoruz.

Herşey için çok geç’e keşke böyle olmasaydı kala unuttuğum sigaralardan bir tane yakıp, hiç unutmadığım yok yanlarımı söndürüyorum. Gazetelerin resimlerine bakıyorum sonra, köşe yazılarının içinde saklı şifreleri çözüyorum bir bir, bir sigara daha, kayıp şeylerin yerini tespit ediyorum, bana da söyle diyorsun, cümleler susuyor, ben anlatıyorum oysa, derken polis geliyor, delilleri teslim ediyoruz, beni alıp götürüyorlar.

sen masumsun.

1 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.