20051008

bienal



bildiğiniz gibi Bienal devam ediyor. bu seferki konu ise İstanbul. tabii yalnızca İstanbul üzerine hazırlanmış çalışmalar yok, temel olan bu sembolden yola çıkarak insan ve şehir üzerine yoğunlaşılmış, birkaç da oldukça alakasız eser var.

özellikle Phil Collins'in the smiths hayranlarına karaoke imkanı verip onları görüntülemesi harika. belki hatırlarsınız ağustos sonlarında balans'ta bir gece bu aksiyon için parti yapılmıştı, hatta smiths'le alakalı bir yazı yazdığımı nasıl olduysa farkedip mail atarak davet etmişlerdi beni de, yazık ki gitmemiştim. tabii Phil amca bu çalışmayı bir sürü ülkede yapmış, hatta ilanlarında da dünyanın acı çekenleri birleşin diye de açık açık yazmış. The smiths ile tanışmamış olanlar var ise bu söylediklerimin yarısı taca çıkıyor tabii zaten o arkadaşlar ömrü billah gol atamazlar.

Servet Koçyiğit'in süpürgeli tasarımı, Michael Blum'ın Safiye Behar çalışması (ki Safiye Behar'ın hayatı ve Atatürk ile olan ilişkisini muhakkak görün), Dan Perjovschi'nin Bilsar binasındaki duvar çizgileri, Daniel Guzman'ın isimsiz videosu ise takdire şayan.. çok sıradan ve eee bundan görmüştüm ben dedirten "happening" çalışmaları da var, olmuş bitmiş şeyler, kapatıyorum o bahsi.

istiklalden başlayıp eminönü'ne kadar farklı binalarda konuşlanmış Bienal. birinden çıkıp artık olmayan, pek de kimsenin aldırmadığı eski mimariler arasından diğerine gidiyorsunuz, aklınızda da biraz önce gördüğünüz "şeyler" kalıyor. çok keyifli..

Bienal'in antrepo kısmını ve istanbulmodern'deki yeni sergiyi ise önümüzdeki haftaya yazıyorum.

kaçırmayın derim..

3 yorum:

bitkisel dedi ki...

Puantiyeli silenzio'yu istiyorum ben.Bencilim o yüzden.

passive dedi ki...

the smiths.....
dünyanın tüm
çekingen tatminsiz güzel
kaybedenleri için
di sanırım

teyz-em-re dedi ki...

yaa ne güzel yapmışsınız bloğu. bu gün kaç kez girip inceledim bloğunuzu ellerinize sağlık