20080327

f

  • yazacak birşeyim yok.
  • vallahi yok.
  • çalışıyorum.
  • çalış çalış, beyni tükettik
  • bu geyik de hem beni hem sizi tüketti
  • ipimle kuşağım ... yani, çok ayıp bir söz bu
  • herkeste bir kızgınlık var, başbakar da, toplum da, gazetede
  • bu bahar havasına yakışıyor mu?
  • şu yağmurlar..
  • hem maddi hem manevi zararım var bazı mevzulardan
  • bunları böyle bir platformdan paylaşmam
  • evimize hırsız girdi, çıktı, aldı birşeyler
  • e be hayvan, herşeyi anladım da, bi bokuna yaramayacak digiturk kutusunu ne diye aldın.
  • alarm taktırdık, rahatladık, gel lan bi daha, bi kutu daha aldım
  • sevgili seyirciler, silenzio magazin bir ilki gerçekleştirdi
  • anasıyla kavuşamayan tüm ünlüleri açıklıyoruz
  • ronaldinho mesela, yavrum sen neden hiç anneni aramıyorsun sen?
  • top peşinde koştun da ne oldu, hayır duası alsan daha falsolu vurursun o topa
  • ingilizlerin iki deyimi var; biri right as rain; bunun şarkısı da var
  • o şarkıyı söyleyen kızın ismi adele, büyük sanatçı
  • juno da garip bir film, güzel gibi
  • zaten saundtirekleri iyi filmler ve insanlar iyi olur kamil
  • çok mu alıngan olduk, olabilir
  • kıyafetimi değiştirsem
  • bu yakıştı mı?
  • uykum var
  • uyku, iş, divan, uyku, iş
  • alarm var artık alarm, duydun mu pis hırkız..

20080320

f

Bahar geliyor. Bizim evin önündeki ağaçta tomurcuklar gözükmeye başladı, kalın ve ince giyinmek seçimi hayati rolüne bürünüverdi yeniden, uyanıp camdan bakınca mavi gökyüzünü görmek sıradan bir vaka olmaya doğru ilerliyor, hızlıca.

Akşamüstleri biraz daha maceraperest olacak şimdi, çalışmak o saatlerde, o haftasonlarında, o öğleden sonralarında zorlaşacak, deniz kıyıları insanla dolup taşacak, istanbul gelinlik kızlar gibi güzelleşiverecek. Times new roman bile trebuchet kadar mutlu olacak belki bu bahar. Bahar bu, yeşiller açmayanı sevmeyecek hayat, gülümse diyecek, hiç bilmiyorsan yapabilenlerin taklidini yap, bu kadarını yapabilirsin değil mi?

Kışlık hatıralar divanın altındaki yerlerini alırlarken yaza özenecekler. Yaz, baharın uzaktan akrabası, çok sık görüşemiyorlar, malum; ikisinin de takvimi müsait değil. Her insanın bir mevsimi olacak derse devlet, benimkisi sonbahar, yani daha vakit var.

20080317

3

Yalandan kim ölmüş? Üç.

Güzel bir şarkı dinlemiş önce, aklında hiç yokmuş böyle şeyler, iki’sini birden kandırırken bir’ine gizlice ihanet etmiş üç, kendisine çok sonra haber vermiş.

Bu ağır yük geceleri uykusunun ucunda durmuş ve yastığının aklından geçerken uğramış derin bir pişmanlık, kaybedilen zaman, yazık, üç’ün içi acımış.

Bir yalana inanmış olmakla, bu işi olduramamak arasında takılı kalmış saatin akrep ile onu kovanı, aralarında üç; ve bir yel esse uygun olurdu böyle bir durumda, oysa rüzgar şaşkınlıktan oracıkta kalmış.

Bir yalan günahına girerken parantez içindeki aşk’larının, günah olan yalan mıydı, yalan olan aşk’ları mı oluveriyordu şimdi, on’u düşünmüş üç.

Altı üstü bir hayattır yaşanılan, kırık, kırgın ve yorgun olmak lazım gelirse kırık, kırgın ve yorgun bir aşk’ın ardından, bir yalana inanmakla bir yalanı olduramamak, hangisini seçersen esas karakter olarak, tebrik eder seni üç, nihayetinde ölü bulunur bir sabaha karşı, nihayetinde söylenmemiş ama oracıkta hep durmuş bir yalan’dan.

20080309

hayat

Bazen düşündüğümde çok sıradan bir hayat yaşadığımı farkediyorum. Devlet memurundan halliceyim; sabah sekiz akşam beş mesaime gidiyorum, gömleklerim ütüleniyor bir şekilde sağolsunlar, çantama evraklarımı koyuyorum eve dönerken, günde en az beş bardak çay içiyorum, günaydın diyorum merdivenden çıkarken gördüklerime.

Oysa bir Russell Crowe öyle mi? Kah bir denizci oluyor, kah gladyatör, kah şarap yapan bir ingiliz. Aksanı desen pek havalı, saygı duyuyorum, normal hayatta birkaç söyleyişini de izledim, mert bir insan, eminim. Russell’lar kolay yetişmiyor günümüzde.

Bazen düşünüyorum da şu A+ hayatım pek bir maceraperest. Kışa tam alışmışken baharı bekliyorum gizliden, sonbahara ihanet ediyormuş gibi hissediyorum kendimi akşamüstlerinde, o derece. Arabayı deli gibi kullanıyorum bazen, bastığım gazlar trafik canavarına davetiye. Çok yüksek sesle müzik dinliyorum kimi zaman, çılgınlık, üstteki ev sahibi geliverirse diye hiç düşünmüyorum.

Lakin şimdilerde bir paris hilton benzeri türk peydah olmuş gastelere, yolu açık olsun hanım kızımızın, onun hayatı böyle mi?

Bazen düşünmüyorum da aklıma geliveriyor, çok şanslı bir adamım. Eskiden pek değerini bilmediğim sayıda iyi arkadaşım var, tanrı vergisi çalışan bir kafaya sahibim, yaşlandıkça daha yakışıklı oluyorum ayrıca, kumar oynasam tek el kazandırmayacak bir aşka sahibim, harika şarkılar buluyorum bir yerlerden, sağ elimle yazıp sol ayağımla top oynuyorum garip bir şekilde, büyük yetenek.

Velhasıl gülben ergen’in yeni albümü umurumda değil.