20050927

v2

Biz seninle hiç denize kenarı olmayan bir yerde yürümedik, yürüseydik belki balıklar gelirdi yanımıza, zaman ansızın durup garip bir ilkin son baharı olurdu, yanımızdan geçenler anlarlardı birşeylerin düz gittiğini, kendimize aynalardan yüz seçerdik, sen mutlu bir ilkokul öğretmeni olurdun, bense maliyede bir memur, yaşar giderdik.

Biz seninle hiç balık tutmadık, tutsaydık belki denizler kocaman orman olurdu, kestane gürgen palamut, altı yaprak üstü bulut, herşeyi unuturduk, herşey bizi hatırladığında hiçbirşeyin manası aklına gelirdi, o gelince palımızı pırtımızı toplayarak, büyükannemden kalma bir deyişle, biz giderdik.

Biz seninle hiç bulutlara bakmadık, baksa idik belki yağmur yağardı, o kadar çok ıslanırdık ki muson iklimlerinde güneyden esen bir rüzgar halimize gülerdi. Sonra kuytu bir yere saklanıp gelen geçene bakardık, birden güneş doğardı, ikiden sessizlik. Yerden para bulmuş çocuklar misali sevinirdim gözlerine bakınca, markete gidip sana balonlu sakızlardan alırdım, dokuz yaşının o haylazlığı, çeker giderdik.

Biz seninle hiç rüzgar olmadık, olsa idik belki iki dirhem bir çekirdek giyinip komşu ülkelere sert esen hava durumlarına çıkardık, spikerin yüzünde şaşkın bir ifade. çat kapı severdim ben seni, üşürdüm, zili çalmadan girdiğin hayatımın dağınıklığını anlatırdım, dinlermiş gibi bakardın sen de, aklın bahçedeki ağaçlardan kiraz çalmakta, usulca esip sana en kırmızılarından toplardık, temmuz köşeden görünürdü, basıp giderdik..

Biz seninle hiç kapıda karşılaşmadık, karşılaşsa idik anahtarımı bulamazdım ceplerimden, merhaba deyip dememek arasında tek kale maç yapardım bir müddet, gülümserdin, merdivenlerin dolmayan boşluğunda kısa bir tereddüt olurduk, bilmediğin soruları hemen geç evladım hepsi bitince geri dönersin diyen bir ailenin sınav maratonunda yanlış şıkkı işaretleyip, üç yanlış sen doğru, giderdik.

Biz seninle hiç sormadık, sorsa idik belki kuşlar cevaplardı soru işaretlerini, kanat çırpmaktan yorulmuş bir martının sol kanadından vapurları takip ederdik, simit atan ev hanımı bir teyzenin akşam pişireceği yemekten yerdik sonra, canımız sıkılınca tepeden bakardık şehre, nokta insanların fani dünyasıyla dalga geçerdik, resim çektirip manzara resimci bir amcaya, uçar giderdik.

Biz, olsa idik, giderdik..

Çok uzaklara..

2 yorum:

Özge Başağaç dedi ki...

Sen böyle şeyler yazarsan ben de dağılmaya devam ederim. Yapma ya.

hera dedi ki...

nnmhhhh (iç geçirme)
- zeki müren dinlemiştik bir gece yarısı, ayakparmaklarımızı seyrederek. hala seviyor musun beni?