20050520

9aısmy1

200174581-001
19 ilkbaharın en mayıs gününde Su hanım da 29. geleneksel kutlamalarımıza katıldı ve Louis manyağının öncülüğünü yaptığı “bayram varsa yerinde izlenir” temalı programımızda yerini aldı. Şimdi bu hasta arkadaşımız Louis, beş sene önce falan teretebir’deki stadyum görüntüleriyle yetinmemeye, direkman (ho ho ho) stadyuma gitmeye başlamış, okuldan kaytardıkları için sevinç kübü tribün dolusu gencin ellerindeki pankartlarla yazılar yazması harikaymış, yok böyle şeyleri chinliler zupper yaparmış da bizim türkler de fena değilmiş. Akabinde bu etkinliğe zavallı sevgilisi Alberta da katıldı, geçen sene beni de dahil ettiler. Değerli Su’ya kendisinin de gelmesini teklif ettiğimizde çok olağan bir şekilde “ aaa ben severim öyle şeyleri “ dedi, bir müddet dalga geçiyor zannetsem de kendisi oldukça ciddi imiş.

Sabahın köründe buluşup stadyumun yolunu tuttuk, neden geldiklerini hala anlayamadığım çoğunluğu ev hanımı serapezgüsel bir toplulukla gösterileri izlemeye başladık. İtiraf etmeliyim ki kahramansal şiir yazmakta yetenekli şairlere ihtiyacımız var (mtlda’cım hadi canım benim, bunu da yaparsın sen) Hakikaten türk gençleri çok bir yetenekli, maşallah nasıl bir kordinasyondur, nasıl bir takım çalışması anlamak mümkün değil, insan bir kere olsun hata yapar, yapmadılar, alkışlamaktan ellerimiz acıdı, gelecek emin ellerde. Teyzehanımlar da ah yavrum nidalarıyla evlatlarını selamladılar. Devletimizin büyükleri de yerini aldı, bu su’lulukla ben hiçbir zaman siyasi bir kişilik olamam, bir kere daha idrak ettim, suküt-ü hayal’e uğradım. Zaten benim üç ismim iki soyadım yok, bakanlığın ilk koşulunda sıçıyorum, olmaz yani..

Ben Su’ya bakıyorum arada, acaba eğleniyor mu yoksa nasıl manyakların arasına düştüm ben diye mi düşünüyor anlamak için (bu kesinlikle şahsı ile alakalı her bir ayrıntının hastası olduğum anlamına gelmiyor). Sonuç olarak biz mayısın en 19 gününde atlılar gibi şendik, bilseniz nasıl eğlendik, nasıl eğlendik...

Hiç yorum yok: