20070201

fdün

insanın yazdıklarının dinlediği müzikle alakası bu kadar mı çok olur gabriel, neşeli dinlersem komik; sakin şeylerde hüzünlü satırlar yazmaktayım. ibo dinlesem ne olacak yüce rabbim bilir ama o günleri bize göstermesin.

oysa öylesine bir bahar akşamında işten dönerken eve girmek istemez ya insan, bunu yaz bir kenara ya da copy paste et.

ışıktan nefret ettiğimi farkettim. bu önce evi karanlık bir hale sokunca daha sonra da ofiste ışıkların bir kısmını kapayınca oldu. sabahları gözüme girip beni uyandıran güneşe karşı duyduğum öfkeyi uçakta göz bandı takınca içinden bana gülen kimseleri de ekleyince, itiraf ediyorum, ben gecelerin adamıyım, başım beladan hiç kurtulmaz.

oysa iki dediğin matematiksel bir terimden öte birşey de olabilir kimi zaman; bir gülümsemenin, kaçak bir bakışın saklandığı yerin karşısında hipotenüs yer alır, sen dar açıya saklanırsın, mutlu. bunu da yaz..

dünyanın en güzel saati benim odamda diye övünürken beni uyutmayan ve yıllarca televizyondan geldiğini düşündüğüm çıtırtıların saniyeyi belli belirsiz geçiren o siyah şeye ait olduğunu anladığımda saklayamadığım hayret gibi, senden beklemezdim, böyle olmamalıydı dedim, olmuştu bile.

hani akşam olurken aileden biri perdeleri kapama vakti geldiğini düşünüp ışığı açtığında birden herşey değişiverir ya, oysa o vakit birşey anlatılıyorsa asla kesilmez; sıradan adımlarla perde kapanır, ışık açılır, hayat devam eder ama birşeyler değişir, susulmaz. paste it, dont copy.

şimdi beyaz bir sayfa aç, aynadan güzel bir ifade bul yüzüne, üstüne kısa kollu birşeyler giy, paste ettiğin şeyleri sil, kopyaladıkların ctrl+z, hayat bu, olur böyle şeyler. takma kafana.

Hiç yorum yok: