20070223

f

mesela çok kalabalık bir yerde aniden sessizlik olması nasıl entrasan birşeydir değil mi esmeray? herkes neye sustuğunu farketmeden susar, sonra o sessizlik farkedilir ama herkes aynı anda farkeder akabinde de eski hale geri dönülür. bazen de bunu farkeden dangalak bir arkadaş aaaa ne garip değil mi der, öperiz biz de onu.

işim gereği çok seyahat etmenin bokunu çıkartıyorum. geçen hafta bu saatler stockholm kentinde iken şu an bunları kayseride abuk bir otel lobisinden yazmak ne garip birşey selami, isn't it? iki şehir arasında iki kaşı iki gözü iki kolu bacağı olan insanların bu kadar farklı yaşamaları, binalar, konuşmalar ne de different.

bir mağazaya girince yapmacık olduğunu bilsek de birisinin güleryüzlü bir şekilde hoşgeldiniz demesi sizin de hoşunuza gitmiyor mu? mesela o arkadaşlara hadi oradan kandırıkçı demiyorum üstelik muhakkak merhaba diye ekliyorum. tabii o mağazalarda peşinize takılan satış görevlilerine olan itici kuvvetim de hala sabit, yahu bakıyorum ben işte, birşey arıyor olsam bulamasam zaten sana söylerim, itfaiyeyi aramam değil mi?

3 yorum:

Margot dedi ki...

Rıza Silahlıpoda'yı da arıyor gözlerim Silenzio.

silenzio dedi ki...

hiç unutmadık ki onu

MeliS dedi ki...

ilk paragrafı yaşayıp üzerine konuştuk geçenlerde. beyoğlu ara cafe'nin gene acayip kalabalık bir akşamında, inanılmaz ağır bir lambanın düşüp tuzla buz olması üzerine müzik ve uğultunun yerini bir anda ölüm sessizliği aldı. müzik e kapatıldı ve tahmini bir on saniye, inanılmaz bir sessizliğe ortak olduk. on saniye sonra müzik, uğultu, kıkırdaşmalar, şaşkınlık belirtileri, sohbetler, garson çağırmalar, yani hayat, kaldığı yerden devam etti... ne garip..ti...