20070515

f-af

çocukluğundan, o şehirden çok uzaklaşmamalı insan. ilk kaybolduğu sokağı unutmamalı, dönüp geleceği yer orası olacak günün birinde. annesine sarılınca dünyadaki tüm canavarlardan kaçtığını bir zamanlar, harita metod defterinin kıvrılmış kenarına not düşmeli, çünkü birgün o kadar sert düşeceksin ki dizlerindeki kabuklara bakıp hatırlamalısın, eksik olan seni düzeltecek bir ataçmış; bir zamanlar okuldan kaçtığın kadar kolay kaçamayacaksın bazı şeylerden ve şeyler ağır ve şeyler ertesi sabah önlük giyilecek bir alarm çalışı, casionun ışıklı saati. masanın üzerinde hazırlanmış kahvaltılıklar, zeytin, peynir, ekmek ama hepsi o şehrin masasında sanki üstüne yamuk bir yazıyla önemsiz tarihler karalanmış takvimde, herşey devam edip gidiyor; o gün doğan kız çocukları için isim eylül, erkeklere kahramanlık yapana kadar yalnızca el sallıyoruz.

çok uzatmanın faydası dokunmayacak saçlar biliyorum ben, üstüne gelindikçe üssü alınacak cümleleri ödünç verdim, iki kere ikinin beş para etmediği devrin adamı oluyorum kimi vakit, dörde çeyrek yok'luklarından var etmeye çalışıyorum bazen bazı hikayeleri, bir de buzun içine düştüğü şey değil önemli olan, mevzu düşülen şeyin neyi bilip bilmediği.

1 yorum:

Didi dedi ki...

oylesine dolanirken, tuz basici yazilari gorunce boyle insan kotu oluyor. of anam of.