20050824

bazen hayatta hiç bir şey de iyi olmadığımı düşünüyorum. mesela güzel falan değilim, halısahada maç yaparken ortalama birinden çalım yerim, iyi yazamıyorum, çok uzun boylu değilim, kafam herşeye basmaz, akademik açıdan geçerli olacak tek başarım yok, mülakatlardan uça uça iş bulmadım, karizmatik sigara içiyorsun diyen olmadı, bir senedir on parmak yazmama rağmen hala sekizini kullanıyorum, geri kalan ikisi hani bana, hani bana diyor..

benim derdim her açıdan mükemmel insanı yakalamak değil, yalnızca bir tek konuda coşkulu olmak yoksa “oha, bu da insan mı ?” diye sorduğumuz kimselerin de milyon tane zayıf yanları var. mesela Federer muhtemelen benim kadar iyi golf oynayamaz, gerçi hiç golf oynamadım ama oynasa idim, kortların fırtınasına karşı kesin farka koşardım. Su schumi’yi kafadan geçer aynı arabadan kullansalar, bunu da iddia edebilirim rahatlıkla.

Oysa ideal insan dediğin yani en azından bana tüketim toplumunda önerilen format her konuda başarı sahibi, karizmatik, siyah takım elbiseli adam modelidir. Maceraperest, putperest figürler bu bünye üzerinde ters teper çünkü, para verseler survivor olmaz benden, iki günde telef olur, geberir giderim o uzak diyarlarda.

Tek bir cümle aslında bir sürü şeyi açıklar, neye sahip olursanız, kim olursanız olun, her zaman bir daha iyisi vardır ve insan evlatları oksijen alıp verirken o daha iyiye sahip olmaya motive olurlar. Bir vakit sonra kendinize bakarak ama benim de buyum pek güzel, aaa ben de bu konuda inanılmaz bir insanım falan diyerek mutlu olursunuz, kandırmaca yani, kim yalan söylemez ki?

Ayrıca böyle şeyleri değerlendiren bir kuruluş da mevcut değil, TSE damgalı beşpara etmez kifayetsiz insan yoktur yani, olağanüstü kimseler de madalya takıp gezmez sokaklarda, kime göre neye göre diye sorarlar adama.

Garip işler bunlar.. Su hatırlattı, o yüzden yazdım ben.

Hiç yorum yok: