20080414

baha diye bir şarkıcı vardı.

Mevsimlerin değişimi herkes için iyi oluyordur herhalde, bir vakit sonra zaten pek de filmlere benzemeyen hayatlarımız artık o hangi mevsimse bukalemun gibi yaşamaya alışıyor çünkü; bkz: şemsiye, eldiven, çizme, erkenden kararan hava. Sonra hop diye o bildiğimiz rutinin uzaktan akrabası hava’lar başka bir hal alıveriyor; saatler ileri gidiyor bir adım, evde oturmak sıkıcı bir hal alıyor, işte böyle. Mesela yazarımız şu sırada balkonunda, az önce ise bebek’te idi, bebek kısmına geri dönecek zaten, biraz sonra.

Sokaktan ıslık çalan bir adamın geçmesi güzel birşey.

Bizim bu balkonu, çok önceleri içeride duran bir masa bekler, yaz kış, hiç içeri girmeden. Aslında bizim de değil, evin eski sahibi kadıncağız ister atın ister satın diyerek, bir manada kaçarak bırakmıştı tahta arkadaşı. Nedense, özellikle kapalı havalarda eşyaların konuşup düşünebildiği fikri aklıma gelir. Şimdi bu balkonda, şimdi bu ağzı var dili yok masanın aklından neler geçiyordur, tam karşısında yağmurun hışmından kaçıp açmaya çalışan çiçekle bir yakınlaşması var mıdır, bana neden anlatmaz böyle şeyleri, bilinmez.

Yerçekiminin olması iyi birşey yoksa uçup giderdik buralardan.

Çay bahçemsi yerlerde (bebek kahve, heybeliada) çiftleri izlemesi pek entrasan. Beni en fazla şaşkınlığa uğratan ise hiç konuşmadan duranları. Bir türlü anlayamıyorum, oturuyorlar, garson ne yiyip içeceklerse getiriyor beş dakika sonra, birkaç cümle ediyorlar birbirlerinin yüzüne bakmadan, sonra derin bir sessizlik, öbür masanın (tahta olan değil) sakini olarak ben geriliyorum. Yetmiş yaşındakiler yapsa neyse gencecik kimseleri bile böyle görmek garibime gidiyor. Her dakika konuşamazsın ama bu kadar bir susmak pek hayra alamet değildir herhalde.

Artık daha fazla yazacağım, bilginize.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

taa öbür uçtaki masanın sakini olarak, ne zamandır pek az konuşman beni rahatsız ediyordu. iyi oldu yazacağını bildirmen. :)

songül

Adsız dedi ki...

o tahta masa karda kışta dışarıda balkonda yapayalnız duracak.
sonra yazla birlikte yazarımızın keyfi gelecek de balkona çıkacak da masa da ona platonik aşkını anlatacak. oldu peki.
o masa efendi bir arkadaşmış da ondan susuyor bence.