20080115

...'te...

Hangimiz gittiyse fransa’ya ve sokaklarında yürüdüyse gecenin bir vakti, ben orada yoktum, orada olsam değişir miydi birşeyler, çok mu yorgun olurdum, bilir miydim önceden olacakları, olur muydu o vakit, ayırır mıydım mıymıy duran sorumsu kelimeleri, kelimeleri adamdan sayar mıydım, kelimeler kalbimin gizli üçgenleri, bir kenarı sen, ben, diğeri biz; 3-4 ile 5’in akraba olması gibi uzaktan, paris’te, uzun bir kulenin ismini angel koyarız, yazıldığı gibi okunuyor bazı şeyler,, biliriz, oysa şeytan yazdığımızdan daha hızlı okuyor, gözden kaçar, gözlerini benden kaçırmazın, gözlerimin altında yaşlanmışlığım durur, biliriz; bir gün daha biter, bir gün daha doğar, birşeyler daha olur, olur öyle şeyler, hayat bu, birgün biteceğini bile bile yaşamak nasıl birşey ise ve aklımızın ucunda imla hataları, sig’ara vermedik, bıraktık biz demek’le aynı şey. Bıraktık, çok sevdiğimiz şeylerden vazgeçince bıraktık, isimlerini şey koyunca satır satır kaçtık kendilerinden, şimdi bu yabancı mevsimde komşunun çocuğunu oynuyoruz oskarlık, televizyonda çizgi film ile avutuyoruz kendimizi, hanife teyzenin börekleri anamızınkinden güzel, mutluyuz ve gittiğimiz evin kızı düpedüz kandırıkçı, kanıyoruz, satır satır, bir üçgen, 3-4 ile 5’in akraba olması gibi birşey, paris’te..

Hiç yorum yok: