20050704

lakin

Su ile aşk hakkında pek konuşamadığımızı farkettim. Aslına bakarsanız bunun sebebi basit: henüz seni seviyorum’lu cümleleri yüzyüze kurmak için vakit erken, erkenliğin bir ölçüsü var mı bilmiyorum. Garip olan şu ki herşeyin yolunda gittiği vakitlerde bile aşkın açıklanamayan bir korku durumu var; reddedilme. Örnek basit, Su bana seni seviyorum derse ve ben onun hayallerindeki kadar iyi bir cevap veremezsem bu ciddi bir sorun olur, aynı şey benim için de geçerli (de’ler mtlda’ya hediye olsun). Daha garibi, herşeyden (o yolunda giden herşeyden) vazgeçmenin doğru yol olduğu aşkın içinde bile insan diye tabir ettiğimiz yaratık olanca bencilliği ile kendisine kaleler örmenin peşinde (kaleler o sessizliğe hediye olsun). Oysa kaybetmek hiçbir zaman aşk’ın tek cümlesindeki kadar güzel olamaz, bunu bilirsin, yapabilirsen bronz madalya. Altına koşmak için kendini aşk ile aynı cümlede bırakmaman gerekir.

Felsefenin aşk karşısında yetersiz kalmasının nedenlerine bakınca ise aklıma gelen ilki mantık sorunudur. Felsefe çaktırmasa bile 0 ve 1’lerden oluşur (0’lar yokluğun için geçen zamana) aşk ise 2’den ibarettir. Mesela hiçbir zaman bir positivist aşkı anlayacak doğru bilgiye gidemez, epirüküsçüler ise aşkın acı yanlarından kaçmak zorundadır, stoacılar o kadar yorgundurlar ki bir de 2’nin peşine düşemezler. Psikologlar ise yanıtı vücudumuzun garip kimyasallarında, beynimizin nevrotik harketlerinde bulmaya çalışırlar, bulurlar da. Ne boka yarar bilinmez.

1+1 ne vakit, nerede, ne yaparken karşılaşınca 2 olurlar, yoksa herşey güzel bir aldatmacadan mı ibarettir, o kısım biraz karmaşık (paketi dikkatli aç misstrange). Mesela ben bir daha kesinlikle görmek istemediğim miss lilly’i düşünüyorum, şimdi dikkat; ben şahsının yanında iken bir vakitler ne kadar mesut bir insan idim, ne değişti, bana ne yapmış olabilir ki aşk denilen mucizeden böyle vazgeçilebildim, bu kısım uzun ve gereksiz bir hikaye, edebiyat öğretmeniniz anafikrini sorarsa demek herşey koca bir yalanmış diyebilirsiniz.

Peki insan koca yalanları farketmekte bu kadar yetenekli ise neden on dakika önce telefonda uçarak konuştuğum Su üzerine aynı şeyleri düşünemiyorum:
1) düşünmek istemiyorum. (30%)
2) Su böyle şeyleri düşüneceğim son kişi (70%)

Diyorlar ki hava o kadar sıcak ki her an yağmur yağabilir. Yağmur bulutları mı sever, bulutlar gökyüzünü mü, gökyüzü geceyi mi, gece karanlığın mı peşindedir hep, hep böyle mi olur bu işler, hep neden sen yoktun ki hayatımın pisagor üçgenlerinde, o yüzden mi yağmur yağdı hep, (hepsi senin olsun)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Silenzio,
Ne kadar uzun zaman oluyor seninle görüşmeyeli.. ama hala aklının bir yerinde olduğumu biliyorum. Su ne kadar kızarsa kızsın aslında sana aşk ne demek onu öğreten insan olduğumu, hatıraları nerde saklamamız gerektiğini( ki sen eskiden onları denize atardın ölülerinle birlikte)biliyorum.. Bir sürü şey biliyorum. Ama bilmiyormuş gibi yapmak işime geliyor.. Benim cümlelerim seninkiler kadar güzel değil ama alıştık artık.. Sana güzel bir tatil diliyorum.. İhtiyacın var, bir de bir zamanlar Siyah vardı.. Geldiğinde ona da Su'dan bahsedebilecek misin yoksa bunların hepsi birer yalandan mı ibaret bunu sevgili okuyucularına bırakıyorum.