20110305

f*log

I'm dancing.

şaka, evde oturuyorum, evde oturdukça, cuma akşamları ve virgülü daha fazla kullandıkça yaşlandığımı anlıyorum.

zaman çabuk ve kafiye olsun diye değil, öyle olduğundan abuk da geçiyor. pazar akşamlarını hatırlıyorum, akabinde haftaiçi bir akşamı, çoğunlukla perşembe, sonra yeniden pazar oluyor. pazarlar hayatımızın yeni başlangıçları. pazartesinin sendromu var ama pazarlara diyecek birşey yok. pazarlara kızamazsınız.

aklıma hala roman kahramanları gelmesi çok ilginç. uzun yıllar ikinci ligde top koşturmuş bir futbolcunun emekli olunca, ki otuzbeş yaşına tekabul eder, istanbul'a geldiğini, sonra birkaç uğursuz insanla tanışıp hayatına renk kattığını düşünüyorum, herkeslerden kaçan bir profesör, zengin bir adamın mutsuz karısı, yanlışlıkla birini öldürmüş ve yakalanmaktan korkan iki kişi. bunları düşünüp üzerine birşey koymadan uykuya dalıyorum.

günün birinde hiçbir şey yazamasam, kendi hayatımın hikayesini yazacağım, 'sıradan bir insanın hikayesi'.

şarkı diyor ki: I want the world to stop

bize want'ın böyle kullanabileceğini hazırlıkta ezberletmişlerdi. hazırlıkta bahsi geçen hayata çok iyi hazırlandığımız söylenemez. benim tek derdim, derslerimi on getirmekti, o vakitler on vardı, dokuz yetmezdi. sekizbuçuktan dokuz almayı da ben kendime pek yediremezdim. hırs küpüydüm, bal küpüne dönüştüm yıllar geçtikçe.

o değil de öldüğümüz zaman krallarla karşılaşacağız. düşünsene, kralsın padişahsın ölmüşsün. hiç senin ölünle benim gibi nacizane birininki bir olur mu? bana ne yaptın diye sorsa kem küm, bir kapıcıya sorsa adamcağız yaşamadım bile diyecek, ama öleceğiz, ne garip değil mi?

aşk değil, birilerini gerçekten sevebilmek önemli olan. yazmadığım sürece ben bunu anladım. sen de anladın mı?


5 yorum:

mirsada dedi ki...

anlamaktan öte, yaşadım bunu... sevdiğin öldüyse ve sen hala onu sevebiliyorsan... kendi kendime sormadım değil, orda benimle ilgili ne anlattı aceba?
bam telime dokundun... :)

Adsız dedi ki...

sigarayı bırakabildin mi? aklıma geldi bu saatte, merak ettim. bir ara bırakmaya çalıştığını yazıyordun da.

dgül dedi ki...

Yaz lütfen hep Silenzio... Hayat; sevmek için de; yazmak için de çok kısa... Ve senin, yazılası ve sevilesi pek çok cümlen var... Krallarla senin, orada karşılaştığınızda; ardınızdan bahsedilecek sana ait hazine de, bıraktığın cümleler olacak zira...

Adsız dedi ki...

aman yazmasın! yaz dedikçe şımarıyor iyice. iki blog takip ediyoruz şurda, onda da biri yazmıyor zaten. ayıp yahu!

sen yazma silenzio, e mi?

not: bir de böyle denemeye çalışalım bakalım. bakarsın gaza gelir.

Adsız dedi ki...

eylül geldi
onun hatrına yazmalısın