Dün o kadar çok içmişim ki o kadar çok içmemek lazım. Malum bizim yaşımız da kemale erdi, işinde gücünde insanlarız, emekli olunca insan içebilir, öğrenciyken de içebilir, haftasonları da içebilir ama çalışırken ve haftanın içindeyken içemez, içmesin yani, sular kesik olsa duş alamasam nasıl ayılacaktım, nasıl memuriyetime devam edecektim, peki sen Corona peki sen Absolute bunları düşündün mü, bi düşün bakalım.. haklıyım değil mi, ben hep haklıyım zaten.
Ayrıca ilgilenen olursa, sahtekarlık da yapabilir ama meşhur olmak falan istiyorsa yani şunu yapsın: bir hayat kadını olaraktan maceralarını yazsın, burası turkey, çok tutar, gazetelere falan çıkarsınız, hatta çıkmazsınız, bööle gizli resimler falan gönderirsiniz. Hayır o kadar yazıyoruz bari biri ekmek yesin bu işten.
Bi de sabah alakasız şekilde sigara ararken çakmak dahil olmak üzere full bir paket buldum, sonra dedim ki “hacı hacıyı mekkede, hoca hocayı tekkede bulurmuş”. Hey yavrum, atasözüne bak, bizim atalar harika. Ama benim en favorim “ bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü..” bu kadar kolay anlatan, nükteli, komik bir cümle daha var mı, yok, atalar oturmuş, düşünüp taşınmış söylemişler.
Ama gençler, dediğim gibi o kadar çok içmemek lazım, içmeyin şu mereti.. meret kelimesinin ayrıcana hastasıyız, büyüyünce meret olucam. Bi de bi arkadaşım bana “ne sikim bi insansın sen” demişti, ona çok gülmüştüm, ayıp ama. Ama yani..
20060213
f

(silenzio'nun hastasıyım)
Dünyada en kolay satabileceğiniz meta sekstir. Aşk, sevgi, saygı, marka, logo, ahlak bunlar da yerine göre para yapar ama seks garantili bir yatırım aracıdır.
Klasik olarak bu konuyu “aman işte, bizim halkımız sekse aç” diye ele alırsanız biraz subjektif bir pencereden bakarsınız, evet öyledir lakin bu insanlık tarihinin en ucuz ama bir o kadar da önemli alışverişinin new york’taki bir mağazanın vitrininde ya da paris’te bir billboard üzerinde karşınıza çıkacağı gerçeğini değiştirmez.
Tabii ki melissa p.’nin kitabını okumadım, yusufçuk ne vakit gelir gider, umurumda da değil. Lakin bu genç kızımızın farkettiği şey de yukarıdakilerden farklı değil, onaltı yaşındaki liseli bir kızın cinsel hayatı elbette ilgi çekici olmalı, erkeklerin liseli fantezilerini de hesaba katarsanız, amerikanyalıların deyimiyle “yes, it works” , melissa da şut çekecek kadar net bu pozisyonu gördü, ölçtü biçti gol oldu. Şahsen ne anlattığını bilmesem bile yazarının “ okurken mastürbasyon yapabilirsiniz” diye bir röportaj demeci verdiği basılı kitabı kütüphaneme sokacağımı sanmıyorum, o paraya illa basılı materyel alacaksam pazar dergilerinden alırım şamdan gibi. Okuyan kişi kadın ise bir gariplik, erkek ise sapıklık aramaktan başka bir düşünce de aklıma gelmiyor. Peki melissa p kura sonucu benimle yemeğe çıksa gider miyim, of course, dediğim gibi öyle ya da böyle, sex sells, yemeyelim birbirimizi.
Daha enterasını ise okuyan oldu mu bilemiyorum ama amerikada gerçekleşti ve radikal Cumartesi de yayınlandı. Travmatik bir erkek çocuk hikayesi, annesi sayesinde kötü yola düşüyor, kadın olmak istiyor falan. Celebrity’ler yazık sana diyerek sahipleniyorlar, okuyanlar da gözyaşı. Lakiiin, gerçek ortaya çıkıyor, yazan 25 yaşındaki acıların çocuğu yerine 40’larında zeka küpü bir kadın. Nasıl, harika değil mi?
Sonuç: bu konu hakkında daha üç sayfa yazılır, reklamları biraz dikkatli izleyince, filmlere, kitaplara, markalara azıcık bakınca ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız.
20060212
v
Ben hep senin bu şehrin bir yerinde nefes aldığını düşündüm. Düşünsene, senin de kendine ait dertlerin var ve sen bile yıllar sonra bunlara bakıp güleceksin. Sen, bu şehrin bir yerinde, benden habersiz, lakin saatlerimize ne diye bakıyoruz ki farketmeden, işe yarım saat geç kalmışsın ne ziyanı var, her sabaha bir gün daha yanında uyanmayarak başlıyorum ben, bütün günlerimiz 1-0 yenik başlıyor yani, 1 sensin, 0’lar benim.
Gooogle nasıl yanlış bir arama yapınca, bilmiş bir eda ile “ did you mean ....” diye soruyorsa ve bu soruların çoğunda haklıysa işte bak ben oyum. Sensin diyerek enter tuşuna basıyorum hayatımın, birkaç result sonra anlıyorum ki close tuşu gerekli, sen öyle istiyorsun çünkü, bak gör diyorsun, birgün ben gelince aklında soru işareti kalmasın, evet, iyi insanlar onlar ama senin yarım kalan cümlen benim, boşuna arama.
now the silenzio launches his new concept: Searching for “the you”
Gooogle nasıl yanlış bir arama yapınca, bilmiş bir eda ile “ did you mean ....” diye soruyorsa ve bu soruların çoğunda haklıysa işte bak ben oyum. Sensin diyerek enter tuşuna basıyorum hayatımın, birkaç result sonra anlıyorum ki close tuşu gerekli, sen öyle istiyorsun çünkü, bak gör diyorsun, birgün ben gelince aklında soru işareti kalmasın, evet, iyi insanlar onlar ama senin yarım kalan cümlen benim, boşuna arama.
now the silenzio launches his new concept: Searching for “the you”
20060211
v

İşte o TRT'nin 1 akşamında ‘geçmiş bahar mimozaları’ diye bir dizi ekranlarımıza konuk olurdu. Oysa ben hala mimoza neye benzer bilmem; ama o isim, hiç izlemesem bile o dizinin zincirleme isim tamlaması aklımın bir yerinde kalacaktı ve o gece cırtcırtlı ayakkabıdan bağcıklıya terfi edecektim. Annem ve Berrin teyze olanca sabırları ile bana 3 farklı yoldan bağlamayı öğretecekler, ben dalga geçecektim ve aniden annemin kızgın bağrışı ile zihnim açılıp LA gear marka ayakkabılarımla başbaşa kalacaktım. O zamanlar La gear marka ayakkabası olmak ağır sorumluluktu, reebok’ın pump modellerinden bir önce..
Lakin ben hiç bir zaman susam sokağında yaşamak istemedim, teenage mutant ninja turtles’ta daha karizmatik kelimesi icat edilmeden öyle olan splinter ustanın genç öğrencisi olacaktım, artık ne iş gelirse, edi ve büdüyü zor durumlardan kurtarabilirdim, dıtdırıdıdıtt ghost buster’ta hayalet avlardım, transformers optimus prime’da kötü robotlara karşı savaşırdım. Hayallerim ve kahramanlarım vardı, bir de mikasa marka basket topum. almanyadan gelmiş kontra-pedal bisikletimi asker abi 'bu kız bisikleti' dediği için listeden çıkardım.
Misket oynamaya çıkmadan önce, şans getirmesi için, ışığı açar ve olanca sesimle “ışığııın gücüüüü” diye bağırmayı ihmal etmezdim, büyükannem farketse kadıncağız yeni bir din bulduğumu düşünecekti, neyseki elimdeki tüm misketler ütüldüğünde (?) bana kıyamaz, kesesinden birazcık para çıkartır ve beni markete yollardı, yenilerini almam için: kaybetmek kaç para, kazanmak ne demek anlamaya çalışırdım.
Güzeldi be..
(bu yazı gölgelerin gücü adına yazılmıştır)
20060209
f
sanırım sıtma böceği beni ısırdı ya da metamorfoz geçirip ufak bir ayıcık oldum.
bir uyku iki uyku sormayın. 6 saatle cin gibi dolaşan ben, 8 saat uyuyorum akşamda eve gelip bir iki saat daha uyuyorum, yetmiyor. hatta uyumak ne kelime adeta bayılıyorum, kendimden geçiyorum, çünkü kalktığım zaman neredeyim, ne yapıyordum falan kısımları ilk yarım saat için tamamen boşluk. biri gelse böbreğimi falan alsa ruhum duymayacak.
zaten kışı da bahardan ayıran şey, en azından benim gibi kış uykusuna yatmaya meyilli ayıcıklar için evde pineklemeye 85 derece ile meğilli olmak ve senin kafanda y mi yoksa ğ mi ayrımını yaratmak, farkedecek mi, ne demiş nilüfer ablaların en güzeli her yerde kar var ve ben solgun ışıklı evimde salak sepet oturmayı seviyorum.
zaten ben seni de kapalı bir cuma öğleden sonrası hava soğukken ve her an kar yağabilecekken sevdim, e sevdim de ne oldu, yalan.
uyuyacağım ben şimdi..
bir uyku iki uyku sormayın. 6 saatle cin gibi dolaşan ben, 8 saat uyuyorum akşamda eve gelip bir iki saat daha uyuyorum, yetmiyor. hatta uyumak ne kelime adeta bayılıyorum, kendimden geçiyorum, çünkü kalktığım zaman neredeyim, ne yapıyordum falan kısımları ilk yarım saat için tamamen boşluk. biri gelse böbreğimi falan alsa ruhum duymayacak.
zaten kışı da bahardan ayıran şey, en azından benim gibi kış uykusuna yatmaya meyilli ayıcıklar için evde pineklemeye 85 derece ile meğilli olmak ve senin kafanda y mi yoksa ğ mi ayrımını yaratmak, farkedecek mi, ne demiş nilüfer ablaların en güzeli her yerde kar var ve ben solgun ışıklı evimde salak sepet oturmayı seviyorum.
zaten ben seni de kapalı bir cuma öğleden sonrası hava soğukken ve her an kar yağabilecekken sevdim, e sevdim de ne oldu, yalan.
uyuyacağım ben şimdi..
20060206
f

üzülüyorum bu kız için, salak çünkü, ey allahım, sen de ne diye verirsin bunlara güzelliği bilemiyorum, üzülmesem bu kadar yazmazdım.
f
Arkadaşlar,
Sigara bırakma deneyimimin sonuçlarını paylaşmak isterim:
Gelebildiğim nihai nokta 7 sigara, bazen 6 ama beş değil, dört yalan, üç hayal, iki bir, here you go.. bırakamıyorum ama azalttım, bırakmayı ne kadar istiyorum hiç ölçüp biçmedim gerçi, t
Vazgeçmek hep bu kadar zor mu, değil, bırakmak yarım kalmak diye mi geçiyor bazı sözlüklerde belki, kültablaları kocaman yalancılar demek ki, umut taciri kibritler, üstü kalsın.
Ama sen, karanlıkta, hiç gözlerini kapatıp sigara içmemişsindir. Yaksaydın, karanlıkta küçük, ama küçücük bir kırmızılık görürdün, yanardın.
Sigara bırakma deneyimimin sonuçlarını paylaşmak isterim:
Gelebildiğim nihai nokta 7 sigara, bazen 6 ama beş değil, dört yalan, üç hayal, iki bir, here you go.. bırakamıyorum ama azalttım, bırakmayı ne kadar istiyorum hiç ölçüp biçmedim gerçi, t
Vazgeçmek hep bu kadar zor mu, değil, bırakmak yarım kalmak diye mi geçiyor bazı sözlüklerde belki, kültablaları kocaman yalancılar demek ki, umut taciri kibritler, üstü kalsın.
Ama sen, karanlıkta, hiç gözlerini kapatıp sigara içmemişsindir. Yaksaydın, karanlıkta küçük, ama küçücük bir kırmızılık görürdün, yanardın.
20060204
f
bööle salak bir tatsızlık var üzerimde. bunun üzerine düşündüm taşındım veeee kendimi sinema sektörüne adamaya karar verdim: konulu porno film çekeceğim.
şaka bir yana, farkında mısınız bilemiyorum lakin if istanbul 16 şubatta başlayacak. festivalin yanında bağımsız, ipini koparmış ve bu hafta sinemalarda bunu izleyeceğiz diye haber bültenlerinin sonunda kayda alınmayarak tanıtılmayan filmleri izleyebileceğimiz, güpper bir olay.
şahsen afm paçoz sinemalarının nasıl oldu da bööle bir aksiyona yelken açtığını anlayabilmiş değilim. ulan cidden bu işlerde para varsa sinematek açsak kurtulur muyuz devlet memurluğundan diye de ciddi ciddi düşünmekteyim.
neysem: şu filmlere gideceğim, seçtim, umuyoruz işler güçler pek olmaz ve başarıylan bu amacımızı yerine getiririz. bir on tane vardı ama, here is my top four, six, eight, heyt...
şaka bir yana, farkında mısınız bilemiyorum lakin if istanbul 16 şubatta başlayacak. festivalin yanında bağımsız, ipini koparmış ve bu hafta sinemalarda bunu izleyeceğiz diye haber bültenlerinin sonunda kayda alınmayarak tanıtılmayan filmleri izleyebileceğimiz, güpper bir olay.
şahsen afm paçoz sinemalarının nasıl oldu da bööle bir aksiyona yelken açtığını anlayabilmiş değilim. ulan cidden bu işlerde para varsa sinematek açsak kurtulur muyuz devlet memurluğundan diye de ciddi ciddi düşünmekteyim.
neysem: şu filmlere gideceğim, seçtim, umuyoruz işler güçler pek olmaz ve başarıylan bu amacımızı yerine getiririz. bir on tane vardı ama, here is my top four, six, eight, heyt...
- Hayatta Kalmanın 5 Yolu
- altüst
- ben sen ve diğerleri
- kaena: kehanet
20060202
en
Ve bazen kolay yerine denk gelebilir aşk insanın, ayağının ucuna seke seke düşer, yerden alıp elinde tutarsın birazcık ve bir an ve’nin en bağlaç olduğu an gözlerin gözlerine uğrar, bir sigarayı içine çektiğin zaman dilimi ne kadarsa o kadar; cebinde hala boş yer varsa, birazcık ve azın bir kadar az olduğu kadarsa yani, anlamamazlıktan geldiğinizi anlarsınız, anlamamak en anlamlı şeydir aslında ve devrik cümleleri teker teker yerden kaldırıp gitmek, gitmek, gitmek
Şimdi bu karmaşık kelimeler içinde sana söz veriyorum,
Sen gelene kadar ne varsa ne yoksa, yokluğun ne kadar varsa işte, hepsini unuttum . .
Uykusuzluğumun gözleri kapalı kraliçesi, saçlarını düzelttiği o saniyelerin birisinde kocaman kadınlara dönüşen küçük şeyim, herşeyim, sözlerini ezberleyemediğim şarkı,
bana yalanlar söyle.
Şimdi bu karmaşık kelimeler içinde sana söz veriyorum,
Sen gelene kadar ne varsa ne yoksa, yokluğun ne kadar varsa işte, hepsini unuttum . .
Uykusuzluğumun gözleri kapalı kraliçesi, saçlarını düzelttiği o saniyelerin birisinde kocaman kadınlara dönüşen küçük şeyim, herşeyim, sözlerini ezberleyemediğim şarkı,
bana yalanlar söyle.
20060131
f
Federer insansa ben neyim?
Adriana Lima yaşıyorsa ne diye aynaya bakıyorum?
Steve Jobs çalışıyorsa kariyer dedikleri neki?
Kahramanmaraşlılar, benim kadim dostlarım, fikrimin ince gülleri gördünüz mü bak, herşey relative günümüz x ve y düzlemlerinde. 3 boyutlu düşünmek lazım belki, z dediğin bencilliğin matematiği değil mi?
Bi de sana söylemedim ama yaramaz çocuklara benziyorsun, o resim yani, sen değil, herhalde.
E iyi birşey bu.
Adriana Lima yaşıyorsa ne diye aynaya bakıyorum?
Steve Jobs çalışıyorsa kariyer dedikleri neki?
Kahramanmaraşlılar, benim kadim dostlarım, fikrimin ince gülleri gördünüz mü bak, herşey relative günümüz x ve y düzlemlerinde. 3 boyutlu düşünmek lazım belki, z dediğin bencilliğin matematiği değil mi?
Bi de sana söylemedim ama yaramaz çocuklara benziyorsun, o resim yani, sen değil, herhalde.
E iyi birşey bu.
20060130
sohbet
- gençler yağalım mı ne dersiniz?
- Abi yağalım bak ne güzel toplandık
- İsmet geçen sefer hızlı düştün sen yere, hayırdır?
- Bi hatun vardı onun peşinden gittim ben
- Hakikaten sapıksın oğlum sen, doğa olayının da içine sıçtınız
- Yok ben geçen sene de buz yapmıştım o kızla
- İyi bok yediniz. Yağıyor muyuz onu söyleyin?
- Yağalım da meteoroloji ne diyor?
- Çakmış pezevenkler, iki gündür alarm
- Yapma be
- Hep bu kamil ipnesi ispiyonluyor, şöyle bi ağız tadıyla bastıramıyacağız yine
- Hayır erimeyeceğimizi bilsem güneye gidelim diyeceğim,
- Yok artık, fantezi yapmayalım burası iyi işte
- Yağalım gitsin ya, sıkıldım ben
- E hadi madem, millet tatil yapsın biraz
- Lapa lapa canlar, göreyim sizi
- Kafadan bir hafta erimiyoruz ona göre
- Yukarıda buluşalım kahvede, öptüm yanaklardan
- Selametle canım..
- Mikail, yağıyoruz biz, sen yukarısıyla konuşursun.
- Abi yağalım bak ne güzel toplandık
- İsmet geçen sefer hızlı düştün sen yere, hayırdır?
- Bi hatun vardı onun peşinden gittim ben
- Hakikaten sapıksın oğlum sen, doğa olayının da içine sıçtınız
- Yok ben geçen sene de buz yapmıştım o kızla
- İyi bok yediniz. Yağıyor muyuz onu söyleyin?
- Yağalım da meteoroloji ne diyor?
- Çakmış pezevenkler, iki gündür alarm
- Yapma be
- Hep bu kamil ipnesi ispiyonluyor, şöyle bi ağız tadıyla bastıramıyacağız yine
- Hayır erimeyeceğimizi bilsem güneye gidelim diyeceğim,
- Yok artık, fantezi yapmayalım burası iyi işte
- Yağalım gitsin ya, sıkıldım ben
- E hadi madem, millet tatil yapsın biraz
- Lapa lapa canlar, göreyim sizi
- Kafadan bir hafta erimiyoruz ona göre
- Yukarıda buluşalım kahvede, öptüm yanaklardan
- Selametle canım..
- Mikail, yağıyoruz biz, sen yukarısıyla konuşursun.
20060129
f
Ben şimdi bir sürü votka içtim, ama az buz değil bayağı içtim.
Bir şarkı der ki: “ smile like you mean it “
geçersiz aşkların limiti dolmuş ve faiz işleyen bekçisiyim bebek, durup ne yapıyorsunuz diye bakıyorum, bir gün size doğrusunu söyleceğim ellerinden tutup senin ya da yalnızlığımın.
Roma isimli dizide bir genç çocuk var octavious isimli herhalde, gencecik lakin bir o kadar da akıllı falan, bu adamı mı daha çok sever kızlar yoksa sezarın generali heyecanlı, sağı solu belli olmayan bir eleman var onu mu? Kaotik bir durum.. mesela bunu da bilmek isterdim,
Nasıl bir şey oluyor aşk, onu hatırlamaya çalışıyorum bir de, televizyonda var bayağı örnekler, bu kadar insan bir şeyin peşinden gidiyorsa iyidir herhalde, herhalde yani..
Abidin, mutluluk neyse, onu hallettik, aşkın resmi, o var mı elimizde..
“sen de mi ben de mi, neyse, herneyse, her kimdeyse, bilemiyorum.. “
Bir şarkı der ki: “ smile like you mean it “
geçersiz aşkların limiti dolmuş ve faiz işleyen bekçisiyim bebek, durup ne yapıyorsunuz diye bakıyorum, bir gün size doğrusunu söyleceğim ellerinden tutup senin ya da yalnızlığımın.
Roma isimli dizide bir genç çocuk var octavious isimli herhalde, gencecik lakin bir o kadar da akıllı falan, bu adamı mı daha çok sever kızlar yoksa sezarın generali heyecanlı, sağı solu belli olmayan bir eleman var onu mu? Kaotik bir durum.. mesela bunu da bilmek isterdim,
Nasıl bir şey oluyor aşk, onu hatırlamaya çalışıyorum bir de, televizyonda var bayağı örnekler, bu kadar insan bir şeyin peşinden gidiyorsa iyidir herhalde, herhalde yani..
Abidin, mutluluk neyse, onu hallettik, aşkın resmi, o var mı elimizde..
“sen de mi ben de mi, neyse, herneyse, her kimdeyse, bilemiyorum.. “
20060128
n
Bizi yok yerimizden vurdu zaman. Neşeli şarkılardaki maceraperest yumurcaklardık oysa ki, elele tutuşup bildiğimiz tek manzara resminde abidin demiştik, bak isteyince oluyormuş, iki dağın arasından akan bir nehir vardı işte, müstakil bir evin anlamını bilmiyorduk ama bahçemizde vişneler, büyükannem telaşlanırdı bizi öyle heyecanlı görünce, koşmuştuk, terli terli su içenlere birşeyin olmadığı o yerde, çocuk aklımla sana masallar anlatırdım, inanırdık, kocaman bir dev gelecekti, seni benden alamayacaktı ama, bildiğin tek kahramandım ben senin, sen bildiğim tek şeydin.
Şimdi üstü başı kar olmuş istanbulun bu soğuk dokuzunda, jetlerin en lag’i aklımda yalın ayak dolaşıyorsun, yokluğun içime bata bata ve artık alıştık değil mi, böyle de mutluyuz, daha az sigara içince ve birazcık daha fazla alkol, unutma sevgilim, herşey yolunda. başka türlü şeylerin peşindeyiz epeydir, olmuyor, bırak olmasın, belki budur, yaşayıp gideceğizdir, hangi yalanına hayır dedim ki, hiç kızdım mı ben sana, boşver, boşluğun ancak böyle duruyor çünkü yanıbaşımda.
sen gülümse..
Şimdi üstü başı kar olmuş istanbulun bu soğuk dokuzunda, jetlerin en lag’i aklımda yalın ayak dolaşıyorsun, yokluğun içime bata bata ve artık alıştık değil mi, böyle de mutluyuz, daha az sigara içince ve birazcık daha fazla alkol, unutma sevgilim, herşey yolunda. başka türlü şeylerin peşindeyiz epeydir, olmuyor, bırak olmasın, belki budur, yaşayıp gideceğizdir, hangi yalanına hayır dedim ki, hiç kızdım mı ben sana, boşver, boşluğun ancak böyle duruyor çünkü yanıbaşımda.
sen gülümse..
20060125
f
diyeceğim şu ki ohmygod, bunu türkçeye çevirirsek excellent demek oluyor, jessicam bitanem buradaki herkes ota boka excellent diyor, yemek geliyor excellent diyor, nasılsın amca diyorsun perfect, işler nasıl babacım diye soruyorsun pretty good. e iyi de herşey bu kadar yolunda ise ne diye bu kadar anti depressant ve deodarant kullanıyorsunuz, benim beşiktaş için üzüldüğüm kadar üzülüyor musunuz chicago bulls için, bayramda akrabalarınızın elini öptünüz mü, hiç kücücük emrah filmi izlediniz mi siz, nilüferin içli şarkılarında ah ulan dediniz mi, hande yeneriniz var mı sizin, perfect değil mi, ne perfecti, amerika dediğin büyük bir yalan jessica ve senin isminin geçtiği yerden international boulvard geçiyor, next exit yokluğun, excellent değil mi?
- jessicam,zencilerin en güzeli, kara dünyam; hayat koca bir yalan farkındasın değil mi? birisi hepimizi kandırıp gülüyor..
- jessicam,zencilerin en güzeli, kara dünyam; hayat koca bir yalan farkındasın değil mi? birisi hepimizi kandırıp gülüyor..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)