Biz şehirden gidince kar gelmeye karar verdi ve uzunca zamandır beklediğimiz beyaz bunu mu demek istediniz diye sorarcasına orta yerine yerleşiverdi hayatımızın.
Hayatımız hayatım, spongebob squarepants gibi süprizlere açık. Bilerek imla hatası yapamayacağımıza göre, işin macerası yanılıp doğrularını bulmakla geçecek uzunca bir müddet. İki resim arasındaki onbirinci farkta her resmin ayrı bir güzelliği olduğunu anlayacağız, her mevsimin, her yeniden başlamanın, her yaşın, herşeyin. Nefes almak giderek daha sıradan bir hal alacak, bu böyle, kendimizi daha fazla bileceğimize göre bulmacaları çözdükçe; o resimlerden birindeki şarkının ismini gözümüz kapalı yazacağız.
Oysa kar bir sokağa yerleştiğinde mahallenin sakinlerine içten içe gülümser, evden çıkamamışlara büyük bir iyilik yaptığını düşünür haklı olarak, çocuklara bedavadan bir sevinç.
Yani bu kar, yanımıza iyi hatıralar olarak kar kalacak; a şapkasını unutacak bir yerlerde belli ve kar’ı da gördüğümüze göre bahar’ı beklemeye başlayacağız gizlice. Kış en büyük gösterisini artık sahneye koyduğundan yavaşça salondan çıkabiliriz, bis yapsa bundan daha iyi olamayacağı için kartoplarımızdan kardan adamlar, buzlarımızdan kaydıraklar yaparak artık gidebiliriz.
Lakin kar için gitmek, akıllarda kalmak demektir hayatım, öyle diyor, ben onun yalancısıyım.
20080219
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Lambayı yakma, bırak,
sarı bir insan başı düşmesin pencereden kara.
Kar yağıyor karanlıklara.
Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum.
Kar...
Üflenen bir mum gibi söndü koskocaman ışıklar.
Ve şehir kör bir insan gibi kaldı altında yağan karın.
Lambayı yakma, bırak.
Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların
dilsiz olduklarını anlıyorum.
Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum.
nazim.
Yorum Gönder