20080101

200yedibuçuktansekiz

her sene giderek gereksizleşen bir geri sayım akabinde, geleceği pek de süpriz olmayan 200sekiz umarım hepinize lo lo lo yapar, sizi gidi fındıkkıranlar, binlerce dansöz var diyorum. aldığım birkaç içten teprik mesajının dışında bir önceki cümleden daha manalı bir kutlama öbeği de bilemiyorum zaten, bahsi geçen içten teprik mesajlarından birini de ilkokul örtmenim yolladı, bahtiyarım.

bu akşam beş dakikalığına da olsa "bir hayalim var" isimli harikulade yarışma programını izledim, birkaç yazıda okuduğum bu vakayı kendi gözlerimle görüp kendimden geçtim. sedasayar'ın dediği gibi bu yarışmanın amacı acı çekmiş insanların şarkı söylemesi, karga sesli olmalarının bir önemi yok. bir nevi "benim acılarım seninkileri döver", "senin annen öldü ama benim hem annem hem babam hem de halam öldü" yarışması. konuklar ağlıyor, sunucular ağlıyor, yarışmacılar fenalık geçiriyor, pek güzel. bu memlekette yaşanmaz mirim, bu memleketi adam edecek g.t de bizde yok, ancak böyle giydirerek rahatlıyorum hepsi bu.

pek sevdiğimiz bir arkadaşım da amerikayandaki okul macerasını yarıda bırakıp geri döndü. böyle insanlar var, gidiyorlar, tutunamıyorlar. hiçbir yere ait olmayı tam anlamıyla beceremeyecek şekilde talim edilmiş bünyem anlamıyor tabii. tutunamamak bir eksiklik ya da ayıp diye düşünmüyorum ama bu durumun ismi bu. köfte ekmek yemeyi özledim, fener maçını kankalarla izlemeyi özledim diyor adam, kendi içerisinde tutarlı, hayatta hepimizin bir önceliği var, kimileri kariyer, kimileri arkadaşlar, kimileri için boğazda bir yürüyüş. bir de bu istanbul, garip bir yaratık, evlatlarını çağırıyor bir zaman sonra, ben bunu farkettim.

2007 senesinin en'lerini de yazayım, olsun bitsin. aşağıdaki ödüller tamamen benim ve değerli iç komitemin oylarıyla on dakika içinde belirlenmiştir.

en iyi şarkı: blonde redhead - dress
en iyi grup: Tegan and Sara (gözlerinizden öpüyorum)
en iyi albüm: amy winehouse - back to black
en iyi oyuncu: al pacino, ver pacino (her rolüyle iki defa kazandı)
en iyi kitap: saatleri ayarlama enstitüsü
en iyi senaryo: stranger than fiction
en iyi film: 300 & match point
en yaratıcı hamle: annem - evde itiraz ettiğim dekore işinin güper olması
en güzel vakit: tatildeyken sabah beş
en büyük asker: çağlarım, öpüyorum
en iyi giriş yapan: missilence --> to my life
en iyi golcü: bobo
en iyi blogger: http://amaaman.blogspot.com/
en hayvan: missilence'in apartmanının altında yaşayan ve her sabah havlayan uyuz hayvan
en iyi sokak lambası: bizim sokakta bizi görünce sönen (kişisel torpil)
en vahim vaka: kışın havanın açık olması, karı yağmuru geçtim
en büyük değişiklik: arabam, artık jaguar oldu, rahatladım
en hayırlı gelişme: missilence'in yaptırdığı mali devrim, artık batmıyorum..
en teknolojik şey: artık durarak çalışmaya başlayan kahırtop'um
en güzel şehir: kalbim Roma'da kaldı

bu liste uzar gider, esen kalın..



1 yorum:

7.oda dedi ki...

en etkileyici fotoğrafı da seçin tam olsun işte liste :)
iyi seneler..