20070920

f*a

yer bir bankanın hemen girişi, sağ tarafta müşteri yetkililerinden bir demet kadın, karşısında oturan ben. yüzde düşük bir faizle ihtiyaç kredisi alacağım, çok ihtiyacım var. bir şeyler soruyorum, kadın da cevap veriyor oysa kadın sormuyor ki kardeşim sen ne yapıyorsun dünyanın parasını kazanıp nasıl battın böyle, nezaketen sormuyor, yer bir bankanın hemen girişi olduğu için bankalar böyle absürd sorular sormuyor, mutlu musun diye de sormuyor mesela, onun gibi.

tam o sırada tam karşıda duran bir adam farkediyorum; güvenlik görevlisi, 45-50 yaşlarında, gözlüklü, beyaz saçlı, bir boyu uzun masamsı şeyin arkasında. kadın bir şeyler daha soruyor, cevaplar taklidi yapıp adamı düşünüyorum, benim iki katı yaşımda aldığı maaşı, bakmak zorunda olduğu insanları, canı sıkılıyor mudur acaba bütün gün. adam masamsı şeyinin yanında duran telefonun tozunu alıyor, başka yapabileceği bir şey yok çünkü, üzülüyorum çok haddimeymiş gibi. bir an hırsız olup hayatının bir gününe heyecan katayım istiyorum, zaten fakirim, ama vazgeçiyorum, ikimizin iyiliği için. şimdi ona benim hikayemi anlatsanız, neden o bankada olduğumu, anlamaz, kızar bana, anlatmayın.
diyeceğim şu ki, sahip olduğum şeylerin pek kıymetini bilmiyorum, sana söylüyorum kızım, sen anla ey genç nesil. şansla mı doğdum, aklımı mı kullandım, iyi okullarda eğitim mi aldım, manası yok. herşey para mıdır, ne kadar kazandığın ne harcadığın mıdır, değil tabii ki, bu yazının bir anafikri var mıdır, yok, adam mutlu mudur, bankacı soramadı ben sorayım, muhtemelen benden daha fazla.
gökten on elma düşse, aynı yere bakan bir kişi anlayacaktır bu mısralardan bir şey. nedense yazmak istedim, nedense içimde bir yer o adam için üzülüverdi birazcık, belki de ondan.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ben buldum! ben buldum! ben buldum!