20070510

f *

İnsanların 75 yaşına kadar yaşamalarını bazen aklım almıyor. Biz daha yirmibeş+1’inde taca gönderiyoruz topu çoğu zaman, 1dokuz’luk bunalımları saymazsak sonrası iyilik güzellik aslında lakin insan denilen 2 ayaklı, içinden rakamlar geçirebilir dertlerinin ve alınması zor integraller, az buz değil çok pahalı denklemler bunlar sanırım, neye karşılık neyi feda ediyorsun; bir aşk için mesela sahip olduklarının yüzde kaçını verirsin sonra hangi yüzle bakarsın o x’in resmine ya da pek sevdiğin şeyleri kocaman bir şirketin kapısından girerken güvenlikte bırakırsan adama değil de kendine sormazlar mı, paşa nereye gidiyorsun sen diye, sorarlar bitanem ama sen yanıt verebilir misin, bilemiyorum.

Tüm olan biten bir reklam filminde yaşanmıyor halbuki, köşeyi dönünce ölüp biteceğiniz birisi ile karşılaşmıyorsunuz mesela, oysa deodorant fabrikası alacak kimseler tanıyorum orta halli bir aşk için. Üstümüze dökülen şeylerin bazı lekeleri kaç derecede yıkarsan yıka çıkmıyor, uyumadan önce beş dakika çitiliyoruz her gece, nafile. Neyse canım, canını acıtsa bile çok sevdiğin bir şarkıyı on defa üst alta dinlemek değil mi çok aranan manası hayatın, et ve kemikten başka birşeyler de var bende dediğin zaman, diline pelesenk olmuş birkaç cümle, neşeli yahut hüzünlü, 360, daire, gidiyoruz.

Aklıma bu akşamüstü sahilde sigaramı yakmaya çalışan midyeci geliyor, istediğim bir kibritsel ateşken ve rüzgar tüm bu hikayenin hain kahramanı, gülümsedi, “abi, yakamıyorum ben, al sen çakmağı”. Teşekkür edip midye sevmeyen sevdiceğimin yanına doğru yürürken, şimdi nasıl anlatılır ki bu, bütün o midyeleri alıp mutlu mesut evine gitmesini mi geçirdim içimden, onun kadar mutlu olmayı mı istedim, oturup bi beş dakika konuşsamıydık acaba havadan denizden, memleketini çok özlüyor mudur, kaç kardeşi vardır böyle çalışan, anlatsa rahatlayacağı birşey vardı da dinlemedim belki..

Kimliğimi o midyeci amca ile değiştirsem, senin dışında, hatta midyeleri hiç sevmediğin için karşımda bir saniye bile durmayacağın sen hariç, hani olur ya çok yeni bir deodaranttır bu, sana midyeciyi bile sevdirebilir belki bir reklamda, hani diyorum param yetmese o deodorantı da alamasam, yani her olasılık senin dışında,

ne kaybederdim?

3 yorum:

cesur kedi dedi ki...

nedir bu?
kafaniz fazlasi ile karisik mi??
yoksa biseyler ugruna verdiginiz %liklere pisman misiniz??
ya da ben artik hicbise anlamiyorum ya .

silenzio dedi ki...

kafa karışıklığı değil de düşünme arada sırada diyelim :-)

redrabbit dedi ki...

Midyeyi sevmeyi anlıyabilirim belki ama midyecileri sevme ya da sevmeme gibi bir şeyi ilk defa duyuyorum..Midyeciyle yer değiştirseydin sevdiceğin seni o gün terkederdi,sen de zaten o hayata ancak 2 gün dayanabilirdin..Ama güzel ve deli bir macera olurdu.Bazen böyle yer değiştirmeleri düşünürüm ben de..