20070125

f

türk sinemasının içinde bulunduğu durum garip değil mi?

bir tarafta birşeyler yapmaya çalışan insanlar didinip dururken; dondurmam gaymak, karpuz kabuğundan gemiler yapmak, uzak, gen, babam ve oğlum.. ve bunları çekerken içlerinden dolmayacak salonlara rağmen gelecek az sayıda insanı geriye mutlu göndermeyi başarı olarak kabul ediyorlar. başarı da bu zaten. bir filmin ne kadar seyirci topladığının dolan bir cepten başka manası sanırım yok onlar için. idealizm, birşeyi yapmayı çok istemek, istediğini ne olursa olsun en iyi haliyle yapmaya çalışmak böyle birşey.

bir yandan da televole kültürünün çocukları var. bunlar cin fikirli, gözlerini para bürümüş, hanimiş benim salaklarım diyerek sokaklarda dolaşan kimseler. emret komutanım, maskeli beşler ırakta, daha ismini hatırlayamadığım onca salak film ve son olarak çılgın dersane..

bu dersaneli filmin fragmanını görünce irkildim, anlayamadım, ne oluyor diye kendime sordum. izlemeyenler için kısaca özetlemek gerekirse: bir sürü bikinili manken, piç modeli onları götürmeye çalışan erkekler, bu arkadaşlar arasında gayet erotik sahneler, yakın çekimler, hoca denilen tipler birbirinden irenç zaten, ne kadar ezik unutulmuş müsvedde varsa burda.. youtube linkini vermiyorum, çok merak eden gitsin baksın.

açıkcası 25 yaşında sağlıklı bir erkek olarak bu mankenlerin götlerine başlarına bakmaktan muzdarip olmam, bu doğrudur. fakat bu dersane denilen yere kim gider: 18 yaş altındaki kimseler.. aslında oynayan mankensi terliksilerin 18 yaşında olmadığı da aşikar, belli zaten. bu mevzu değil.. fakat kendini bizi koruyacağız diye yırtan RTÜK'ün oraya buraya işaretler koyarak bir bok yaptığını düşünüp bu filmde sevişti sevişecek 18 yaş altında olması varsayılan gençleri bütün toplumun huzuruna açması çelişki değil midir? dolapta alkol depolayan bu gençlerin aslında bir eğitim içinde olması, winner-loser amerikan kültürünün bu derece dayatılması ne kadar doğrudur?

bu filmin hedef kitlesinin adından da anlaşılacağı üzere ergen gençlerimiz olduğunu düşünüyorum. bu kadar tepkili olmamın sebebi de bu. çok mu dar görüşlü, çok mu abartıyorum, bu sefer cidden comment edin.. uzunca düşündüm ama aklımdan bundan farklı birşey çıkmıyor.

6 yorum:

Pnarist dedi ki...

comment edeyim de şu "bok yedi" kelimesi de olmuyor be arkadaşım.Neyse dersane filmine gitmedim fragmanlarını izledim dediğin gibi gerçekten de artık medeni olacağız die ülke neredeyse her pisliğe kapı açacak önünde hazır ol(!)a geçecek yazık diyorum ya yazık birde gençleri kötüleriz ki neye özeniyorlar,niye insan öldürüyorlar vs vs.Büyükler doğru mu ki kardeşim onlar da sağlam çorapta yırtık olmasınlar....

gaia dedi ki...

filmi görmedim, ancak özgürlük meselesi üzerine düşünülmesi gerekiyor.
topluma sunduğun şeylerin sorumluluğunu üzerine almak zorundasın. her ne olursa olsun bi' model oluşturmuş oluyorsun. ben yaparım, yazarım, isteyen okur izler istemeyen izlemez diyemez kimse, denmemelidir.
gördükçe, hayatımızda yerleştikçe normalleştiriyoruz. bi' cinayeti ilk gördüğünde oluşan his ile 28. ya da 80. kez gördüğünde hissettiğin şey arasındaki fark gibi, belki 500. kez gördüğünde artık birilerini öldürmenin bile normal olduğunu düşünebilirsin.


-commenet meselesinde pnarnet katıldığımı da ayrıca belirtmek isterim:)-

silenzio dedi ki...

comment talebinizi değiştirelim ama farketmediğiniz bir kişi daha bok yedi derken ilk benim bok yediğim.

bir laf var: özgürlük ve demokrasi kendini ortadan kaldırmaya çalıştığında iş değişir diye..

bu adamların saçma sapan şeyleri dayatması, izletmesi de aynı açıdan. en azından ben kızımı günün birinde böyle şeyleri normal karşılarken görmek istemiyorum..

Pnarist dedi ki...

farketmemişliğimi yüzüme vurmaaaaa :(

abaküs dedi ki...

magazin kültürüyle beslenen zavallı küçük beyinleri avlamak çok zor değildir. izledikleri o salak programlarla gözleri aşina olduğu mankenleri ve bilumum boş insanı sinemada da görmek istemeleri, 'acaba nasıl oynamış' merakı doğaldır. haliyle onların ilgisini çekebilen filmler yapmakta bir o kadar daha doğaldır. bunda birşey yok. olan, üzerinde emek harcanmış filmlere oluyor. yazık.

skoer dedi ki...

Arkandayım Silenzio, iyi manada.