20090524

ff

böyle bir zamanlar televizyonda sevdiğim amcaların, teyzelerin, genç ablaların; tabii o umut vaat ettikleri iyi günlerinde, hani gelecekte birşey olur beklentisi, aslında gizli bir menajerlik içgüdüsü de var serde, beğenmişiz ve iyişeyler yapacak o kişi, güveniyoruz. işte o vakitler sonrasında yani, pek birşey olmayıp kıytırık reklamlarda, üçüncü sınıf dizilerin ikinci karakterleri olarak gecenin bir yarısında, kendilerine rastladığımda garip bir huzursuzluk ve tanıdık bir mutsuzluk hissediyorum. üzülüyorum, kendimi onların yerine koyuyorum birkaç dakika, ben uzaktan o hayatın 4-beş dakikasını izlerken pek iyi düşünmüyorsam, onlar geceleri uyumadan önce kaybettiklerine nasıl üzülürler, iyi kaybedenler midir onlar ve ne kadar dert ederler böyle şeyleri, bunları merak ediyorum. 

örnek vereyim desem, ismen değil simaen tanıyorum hepsini, o kadar meşhur olamamışlar yani, ama bak sevgili dostum, benim derdim meşhuriyet değil, tutunamaması, onu da belirteyim. 

gecenin bir vakti, aklıma geldi.. 

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Yorumları okuyor musunuz? Geçmiştekileri de?
keovsaj

defne dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
defne dedi ki...

şöhrete güvenmek pamuk ipliğine sarılmak gibi birşey.
çünkü elindeki güzellik sağlık karizma gidince ortada kalma ihtimalin oldukça yüksek.
belki de şöhret olan insanlar en çok bu yüzden ellerine geçenlerin kıymetini bilip onları yatırıma dönüştürmeli..
not: bloguna birşeyler yazmayı ihmal etme

silenzio dedi ki...

bu yorumları okuyorum tabii ama genel olarak çok cevap yazmıyorum, öyle bir tabiatım var. maillere dönüyorum lakin genellikle. geçmiş de benzer şekilde..