Bahar geliyor. Bizim evin önündeki ağaçta tomurcuklar gözükmeye başladı, kalın ve ince giyinmek seçimi hayati rolüne bürünüverdi yeniden, uyanıp camdan bakınca mavi gökyüzünü görmek sıradan bir vaka olmaya doğru ilerliyor, hızlıca.
Akşamüstleri biraz daha maceraperest olacak şimdi, çalışmak o saatlerde, o haftasonlarında, o öğleden sonralarında zorlaşacak, deniz kıyıları insanla dolup taşacak, istanbul gelinlik kızlar gibi güzelleşiverecek. Times new roman bile trebuchet kadar mutlu olacak belki bu bahar. Bahar bu, yeşiller açmayanı sevmeyecek hayat, gülümse diyecek, hiç bilmiyorsan yapabilenlerin taklidini yap, bu kadarını yapabilirsin değil mi?
Kışlık hatıralar divanın altındaki yerlerini alırlarken yaza özenecekler. Yaz, baharın uzaktan akrabası, çok sık görüşemiyorlar, malum; ikisinin de takvimi müsait değil. Her insanın bir mevsimi olacak derse devlet, benimkisi sonbahar, yani daha vakit var.
1 yorum:
Oh be Silenzio, her ne kadar mevsimim sonbahar desen de hayatın güzel yüzleri ilkbahar yazınla daha bir gün ısıgına cıkmıs. Benzetme ve tasvirlerini cok begeniyorum, bunu da söylemek istedim bugün. Ama bir solukta iciliveriyor yazıların, daha bol yazsan... Sevgiler ve saygılar sana...
Yorum Gönder