20071109

f

Ah yavrum, sen kıymetini bilmiyorsun seni sevmenin,

şimdi yüzümde portmantoya asılmış bir surat var ise senin yüzünden, cebimde üç beş kuruş yağmur varsa sayende, bir ile biri toplayabiliyorsam aklımdan ve çocukluğumun zihinden problemler’i seninle aynı anda geçebiliyorsa aynı aklımdan, aklım kaldıysa birazcık, aklım sende kaldığından.

İki kelimeyi yan yana koymak ne kadar zor bilmiyorsun sen.

İki kelimenin birini mavi kuşlar alır bir şarkının içinde, bir diğeri kamyonlar arkasında gider başka şehirlere, sana kalan bana kalmış sayılır bu savaşın içinde, sen yenik sayılırsan benim içim kıyılır ve cama başımı dayayıp elektrik direklerini saymaya çalışırım, hızlıca giden bir otobüsün orta yerinde.

Ve ben sana bir cümle daha kurmak istiyorum, pembe pancurları üzerinde j harfi olan bir ev belki de. komşularımız külümüz yerine bu harf ile meşgul, sen içeride birşeylerle ilgileniyorsun. Kapısını periler çalıyor aniden evimizin, açsam mı diye düşünüyorsun içinden, duyuyorum, bu periler diyorsun, çok oluyor bazen. periler gelip sigara içiyor rüyalarında, periler gelip yanıbaşıma oturuyor benim, periler bir cümle daha söyleyecek bana, hepsi senin hakkında.

Sen uzayan saçlarına alışamıyorsun bir türlü. Bazen fazla geliyor bu kadar sevmek, sana, bana, bize. bu kadar sevmek bu hayatta birşeyler sormak demek, sorsana, hangi denklemin içine koyabilirsin kendini. z’nin tersini düzünü alıyorsun her bakışınla, ne lazımdı, söyle verelim, kaç ordu görmek istiyorsun karşında silahlarını aldığın, çağıralım gelsin periler istersen, istersen çocukluğum gelsin bir yerlerden, istersen sana söylenmemiş sana ait cümleler, sorsana.

Bir soru daha sorsana. .

Hiç yorum yok: